Nedir bilgelik? Her şeyi bilmek mi? Bildiklerim bana yeter demek mi? Hep öğrenmek ve öğretmek mi? Yararlı olmak mı yoksa ukalalık mı? Nedir yani? Gelmiş geçmiş filozofların tartışmalarında yer edinmiş bilgelik nedir? Herhalde sadece bilge olmak, bilgi sahibi olmak değildir.
Kelime anlamına bakınca; bilgi edinme, idrak, görgü, sağduyu ve anlayış ile birlikte bu hususiyetleri özümseyebilme ve uygulayabilme kapasitesidir bilgelik. Ama bence bu kadar basit olamaz. Ya da kelimelere sığamaz. Bilgelik bir erdemdir.
Yukarıdaki paragrafın son cümlesinden gideceğim konunun işleyişine. Bir erdemdir dedik. Ama birden çok erdemlik barındırır bilgelik. Şöyle birkaçını sıralayabiliriz:
-"Ben"cillikten çıkıp "sen"cilliğe girebilme erdemidir. Empati kurabilmektir. Karşımızdaki kişiden üstün saymamaktır kendimizi. Egoyu yönetebilmektir.
-Bilmediğini kabul etmektir. Her zaman bildiklerimizin yanında bilmediklerimiz de vardır. Bilmediğimizi kabul etmeliyiz. Bu ayıp değildir. Ayıp öğrenmemekte, her şeyi biliyorum saymaktadır. Sokrates gibi "Hiçbir şey bilmediğimi biliyorum." diyebilmektir bilgelik.
-Tüm bilgilere sahip olmak değildir. Bilgiye hep aç olmaktır. Hep aramak, anlamlandırmak, çalışmaktır. Hayatı ertelememektir.
- Bilgelik soyutlanmak değildir. Yalnızlık değildir. Konfüçyüs'ün dediği gibi, "İnsanlarla temas halindeyken bile kendini tanıma erdemidir.". Kendinden kaçmamaktır.
-Her şeyin açıklamasının olduğu gibi nedeninin de olduğunu bilmektir. Bilmek yetmez hatta, o nedeni aramaktır. Sorgulamaktan kaçmamaktır.
Yani bu uzar aslında. Bilgelik arayış eylemidir. Sayılamayacak kadar çok erdemlerin toplamıdır. Yaşama biçimidir. Umarım beğenmişsiniz. Kendi hayatınızın bilgesi olmanız dileğiyle.