Dünyanın her köşesinde farklı dinden, dilden, ırktan insanlar var. Herkes farklı görüşlere, farklı fikirlere, farklı yaşam stillerine sahip. Kimileri kimilerine göre daha şanslı, kiminin konumu çok iyi, kimi ekmek parası için nefes almakta zorlanıyor. Peki doğup büyüdüğümüz topraklar ne kadar etkili? Coğrafya gerçekten de kader mi?
Hemen hemen hepimiz bu sözü kullandık ya da duyduk. Çoğunlukla İbn-i Haldun'a atfedilen bu sözü Türkçe'de ilk olarak Ahmet Hamdi Tanpınar kullanmıştır.
Elbette doğup büyüdüğümüz yerler, ideolojik yapılar, zihniyetler, insanların yetiştirilme şekilleri kaderimizi etkiler ve şekillendirir. Ama bence coğrafyayı tamamen kader olarak görmek, o kadere inanmak, o kaderle yola çıkmak, o kadere ters ama bizi geliştirebilecek şeyleri kaçırmak ve kötü şeylere coğrafyayı bahane ederek 'kader böyleymiş' demek tamamen hayatın gerçekliğinden, kişinin kendisinden kaçışıdır.
İnsan kendi hayatını yazabilen bir varlıktır. Hani derler ya 'kaderde ne yazıldıysa o gerçekleşir' diye. Öyle bir şey yok arkadaşlar. Kader vardır evet ama bizim irademize bağlıdır. Kararlarımızla, adımlarımızla şekillenir. Kimimiz çok baskıcı veya muhafazakar ya da anlayışlı ailelerde ve çevrelerde doğarken, kimimiz ise iş imkanlarının olmadığı, açlık gibi sorunların yaşandığı ya da tam tersi olarak refah seviyesinin çok yüksek olduğu yerlerde doğar.
Sen herkesten ayrı birisin. Hepimiz ayrıyız, farklıyız. İsteklerin, hedeflerin, fikirlerin yetiştiğin yere uymayabilir, insanlarla zıtlaşabilirsin, hatta yeri gelir ailen karşında durur. Bu gibi etkenlerle hayallerinden, hedeflerinden vazgeçme aşamasına gelebilirsin. Tek değilsin. Ben de, hepimiz de o aşamalara zaman zaman geliyoruz. Önemli olan pes etmemek, kendin olma yolunda ilerlemek, hayallerine sahip çıkmak ve hedeflerine sahip çıkmak.
Bu hayatta korkusu ile barışık olup, cesaret ederek adım atanlar kazanır. Belki çevreni değiştiremezsin ama kendini geliştirebilirsin. Unutma ki bizler değişime ve gelişime açık varlıklarız. Ve kaderimizi yönlendiren tek şey yine biziz.
Evet coğrafya bir etkendir. Sağlıklı bir toplum, sağlıklı bir devlet; sağlıklı bireyleri barındırır. Saygının, sevginin, anlayışın olduğu; gelişime ve değişime açık topraklarda huzur hep sağlanır. Ama tabi ki bunların ilk aşaması bizlerde başlar. İnsanda. Coğrafya bir yerden sonra etken olmaktan çıkıp bahaneye döner. Ve bizler bahanelerle değil gerçeklerle ve çabalarla huzura erebiliriz.
Herkese merhabalar. Uzun zamandır yoktum. Yavaş yavaş buraya dönüyorum. Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim. Kırmızı çerçeveli kalbe basarak beğenebilirsiniz. Hepinize güzel günler dilerim. 🕊💚