top of page
  • Yazarın fotoÄŸrafıHavva KUNUT

En Büyük Özrü Kendine Borçlusun


Biraz kendimize değinelim bugün. Kendimize yaptığımız haksızlıklara değinelim. Hata yapınca ve fark edince özür dileriz değil mi? Bunu neden kendimize de yapmıyoruz? Haksızlıkların en büyüğünü neden kendimize yapıyoruz?


Kırmamak için kırılmayı göze alıyoruz. Canımızı yakmalarına izin veriyoruz Bu bir hata değil mi? Evet hata. O zaman ilk özrümüz bu olsun. Şunu diyelim hep birlikte: "Kırmamak için kırılmayı seçtiğim için kendimden özür diliyorum ve kimsenin beni daha fazla kırmasına müsaade etmiyorum."


Küçücük olayları "dağ" kadar yapıp kendimize yük ediyoruz. Derdimizi büyütüp besliyoruz ve daha fazla üzülüyoruz. Oysaki gelip geçiyor her şey. 5 yılımızı bırakın 5 ayımızı bile etkilemeyecek şeyler için 5 dakika üzülün sadece. Ve şunu diyelim: "Her şeye gerektiği kadar üzüleceğim. Hayatın devam ettiğini unutmayacağım. Kendimi gereğinden fazla üzüp yüküme yük kattığım için kendimden özür diliyorum."


Anlık olaylara takılıp günlerce düşünüyoruz. Hayatın akışını kaçırıyoruz. Zaman aleyhimize işliyor. Gereksiz şeylere üzülüyoruz. Hayatta olmamız gerekirken hayattan kopuyoruz. Şunu diyelim bu kısımda: " Bir dakika bile düşünmeyi değmeyecek şeylerden dolayı kendimi 'an'dan ayırdığım için, kendimi üzdüğüm için kendimden özür dilerim."


Güçlü yaşamak için yeri geliyor güçsüz olduğumuz anları görmezden geliyoruz. Dinlenmiyor, kendimizi dinlemiyoruz. Her duyguyu yaşamaya izin vermiyoruz. Neden mi? Güçlü gözükmek için. Sınırlı varlıklarız. Alacağımız nefes bile sayılı. Güçsüz düşeceğimiz anlar olabilir elbette. Bunu unutmamalıyız. Şöyle diyelim o zaman: " Kendimin de güçsüz olabileceğiniz düşünce daha güçlü kalkabileceğimi, mücadelelerin ve hayatın inişli çıkışlı olabileceğini unutup kabul etmediğim her an için kendimden özür dilerim."


İnsanları değiştiremeyiz. Kişi değişmek istiyorsa kendi değişir. Bunu öğrenmeliyiz. Birilerini değiştirmeye çalışarak kendimizi daha fazla yormamalıyız. Ve bazen kabullenmemiz gerekir. Bu karşımızdaki insanın kişiliği olabilir ya da ne suçlunun ne de suçun olduğu üzücü olayların sonucu olabilir. Sonucu kabullenmek gerekir. Sonuç değişmez. Biten ilişki, solan çiçek, çürümüş ağaç tekrar açmaz, doğmaz. Hayat devam eder. Batan güneş doğar. Burada şunu diyelim: " İnsanları, olayları değiştirmeye çalışıp beyhude bir çabaya girdiğim için, kabullenmem gereken şeyleri kabullenmediğim için, bitirmem gereken şeylere bitirmediği için, kendimi yorduğum için kendimden özür dilerim."


Herkes hata yapar. Bu çok normal ama bazı şeyler bizden bağımsız gelişir. Her durumda kendimizde suç aramaktan vazgeçmeliyiz. Ve evet iyi olmak isteriz Ruhen iyi olmak. Ama sadece iyi olmayı mutlu olmaktan ibaret sayarız. Oysa iş öyle değildir. İyi olmak, tüm duygularla var olmaktır. Sadece bir duygu ile değil. Bunu diyelim burada da: " Her seferinde kendimi suçlu bulduğum için, iyi olmak için sadece mutluluğa yöneldim ve diğer duygularımı kabul etmediğim için kendimden özür dilerim."


Bu özürler uzar. Ben sadece birkaçını söyledim sizlere. Kendimize daha fazla özür borçluyuz Ve kendimizi affetmeliyiz Kendimizle barışmalıyız ki hayatla barışalım. Mutluluk içimizde, dışarıda saklı değil. Kendimizi affedip mutluluğu tattığımız günlere selam olsun.

____________


51 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page