top of page
  • Yazarın fotoÄŸrafıHavva KUNUT

Yönetemeyip Bizi Yönetmesine İzin Verdiğimiz Korkulardan Biri: KAYBETME KORKUSU

Güncelleme tarihi: 20 Şub 2021


Bugün değineceğim konu çoğumuzun sorunu. İnsan olarak ruhumuzda bulunan, derinlerimizde yaşayan kaybetme korkusu. İnsan sever, sevdikçe değer verir, değer verdikçe gitmesini istemez bir şeylerin. Bu biri olabilir, başarı olabilir, kişinin kendisi olabilir. Bu aslında bize zarar verici gibi dursa da, kontrol altına alındığında olumlu ve insani bir duygudur. Bizi perişan eden kısmı kontrolü sağlayamadığımız anda ortaya çıkmaktadır. Her şey dozunda güzel olduğu gibi, kaybetme korkusu da dozunda olunca, kişinin karşısındakine olan motivesini arttırır.


Korkunun temeline indiğimizde, nedeni genelde kişinin yetiştiği çevreden kaynaklı olabilmektedir. Ya da geçmişte yaşanılan bir kayıp. Peki bu korku ile nasıl rahat yaşanır? Nasıl baş edebiliriz bununla? Açıkçası ben bir uzman değilim. Kendi hayatımdan, kendi hayatımın parçaları olanlardan, okuduklarımdan, dinlediklerimden olan izlenimlerimi, görüşlerimi anlatmaktayım. Yani bir psikolog değilim.


Ben kaybetme korkumla baş etmek istediğimde kendime şunu sormuştum: Ben ona gerçekten sahip miyim? Evet o var. Evet benimle. Ama benim mi? Açıkçası bu dünyaya kimse kazık çakmadığına ve tek sonsuz olanın zaman olduğuna bakacak olursa zaten her şey gidici. Ve her şey gidici iken sahip olabileceğim tek şey kendim. Bunun farkına varmak önemli. Evet hayatınızda sizinle olanlar var ama onlar sizden ayrı bireyler. Yani zorla tutamazsınız, sadece anı yaşar, anılar biriktirirsiniz onlarla. Bu bulunduğunuz mevki içinde geçerlidir. Başarı kaybedilebilir ama tekrardan kazanılabilir. Bulunduğunuz mevkie gökten zembille inmediniz. Çabaladınız ve geldiniz. Bunun geçici olabileceğini bilip elinizden gelen her şeyi yapmalısınız. Kaybedince pes etmemelisiniz. Zaman akar, geçer ve siz durdukça aleyhinize işler. Yani sahip olduğunuz şeyin sonsuz olduğunu düşünmeyin.


Bir diğer sorum şu olmuştu: Gerçekten kaybettim mi? Evet düşününce ve görünürde kaybediyorum. Ama anılarımda duruyor, tecrübelerimde duruyor. Ve de sadece konum, şekil değiştiriyor. Sevdiğimi kaybedince zamanla başkası ile aynı duyguyu hissediyorum. Evet yukarıda değinmedim ama hislerde sonsuzdur çünkü ruha aittir. Yani kaybetmiş dursam bile hayatımın bir yerinde duruyor hala o.


Gelelim bir başka noktaya. Kaybetmek abartılacak kadar kötü bir şey mi? Tabi ki hayır. Çünkü hiçbir kayıp, hiçbir zaman ama hiçbir zaman tek taraflı, tek yönlü değildir. Kayıp aynı kazancıda getirir. Bu kazanç bir ders olur, bir tecrübe olur. Kaybettikten sonra evet üzülürüz, bu üzüntüyü ağır yaşarız ama toparlamalıyız.


Bir diğer noktada ileriki zamanlarda, geçmişte yaşanılanlardan dolayı, hem kendimizi hem de karşımızdaki kişiyi, konumu kaybetme korkusu nedeni ile zorlarız, bunaltırız, yönetmeye çalışırız. Ama şunu unutmamalıyız. Olacak olanlar olur. Biz ne kadar plan yaparsak yapalım hayatın planının daha büyük daha güçlü olduğunu bilmeliyiz.


Ve tüm bunların farkına vararak, korkumuzu kabul edip, onun kendimizi değil, kendimizin onu yönetmesine müsaade edip hayatımıza devam etmeliyiz. Her şey kendimizde biter. Korkuyu motivasyona dönüştürmek de, korkunun esiri olmak da bizim elimizde. Korkunuzla barışık olup, onu motivasyona dönüştürmeniz dileğiyle.



62 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page