top of page
  • Yazarın fotoğrafıHavva KUNUT

YAŞAMINA SON VERİRKEN BİLE ELİ KALEM TUTAN OSMANLI AYDINI ¨BEŞİR FUAT¨


Beşir Fuat, Maraş ve Adana’da mutasarrıflık yapmış olan Hurşit Paşa ile Giresunlu Memiş Paşa’nın kızı Habibe Hanımın oğlu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Doğum tarihi net bilinmese bile ölümü ile zihinlere kazınmıştır kendisi.


Beşir Fuat pek çok savaşa katılmış bir asker, pek çok yayında çalışmış, gazeteler, dergiler çıkarmış bir gazeteci, Osmanlı'yı birçok Batılı yazar ile tanıştırmış bir çevirmen, makaleler yayınlamış bir düşünür, bilim ve felsefeye düşkün, Fransızca, Almanca ve İngilizce' yi çok iyi bilen, ilk denemeci, ilk materyalist, ilk eleştirmen gibi pek çok sıfata sahip bir Osmanlı aydını.



Mutsuz bir evliliği olan ve çocuğunu küçük yaşta kaybeden yazar, annesi gibi bir akıl hastalığı nedeniyle ölmekten çok korkardı. Bununla birlikte kendisi tam bir pozitivist yazar olduğu için hayatın nasıl sona ereceğini deneyimleyip gözlemlemek adına intihar etmiştir. Dostu Ahmet Mithat Efendi’ye yazdığı mektupta intiharını tasarlamıştı.


Mektupta şunları söylemiştir:

"İntiharımı fenne tatbik edeceğim; şiryanlardan birinin geçtiği mahalde cildin altına klorit kokain şırınga edip buranın hissini ibtal ettikten sonra orasını yarıp şiryanı keserek seyelan-ı dem tevlidiyle terk-i hayat edeceğim. Kan akmakta iken her zaman şiryanı sıkıca tutarak vesair tedbire müracaat ederek muhafaza-i hayat mümkün olduğu halde azmimden nükul etmeyeceğim!"

*şiryan: atardamar

*seyelan-ı dem: kan akma

Seçtiği yöntem bile basit değil. Müdahale edilse hayatta kalabileceği bir yöntem. Bu yöntem hakkında ise mektupta şunları yazar:

"Şairler söz ile pek çok kahramanlık satarlar; fakat fiiliyata gelince, böyle bir metanet göstereceklerinden pek emin değilim. Çünkü şu intihar, beyne bir tabanca sıkmak, kendini asmak veya suya atılmak gibi değildir. Onlara bir kere teşebbüs edilince, onu menetmek ihtiyari elden gider."


Dediği gibi intiharını tecrübeye çeviren Beşir Fuat, bileklerini keserek kanın vücudundan ayrılışını hissederken bile yazmaya devam etmiştir. Kaleme şunları dökmüştür:

¨Ameliyatımı icra ettim, hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geriye savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan tatlı ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı.¨ sözlerinin ardından yazarın son sözü ¨ölüyorum¨ oldu. Son anlarını uzun uzun yazamamasının sebebi yaşadığı kan kaybının getirdiği baygınlıktı.

İntiharı ile hafızalara kazınan yazar, ölümünden sonra bedeninin ‘kadavra’ olarak kullanılmasını ne kadar çok istese de ilk önce dostu Ahmet Mithat ve arkadaşları dini gerekçelerle cenazenin defnini gerçekleştirmişlerdir.

İşte yazarımızın eserleri şunlardır:

A) Edebî, Felsefî, İlmî Kitapları.

1. Victor Hugo (İstanbul 1302). Victor Hugo dolayısıyla romantizmi tenkit eden ve natüralizmi Türkiye’de tanıtan ilk eserdir. Ayrıca Türkiye’de yazılmış tenkitli biyografilerin ilki olup Beşir Fuad’ın edebî ve felsefî düşüncelerini göstermesi bakımından da önemli bir kitaptır.

2. Beşer (İstanbul 1303). Üç cilt olarak hazırlanması düşünülen bu eserin ancak iki cildi tamamlanabilmiştir. Eserde önem sırasına göre insan vücudunu korumaya ait ilimler, matematik ve tabii ilimler, çocuk terbiyesi, bazı pratik bilgiler ve güzel sanatlar yer almaktadır.

3. Volter (İstanbul 1304). Bu eserinde Voltaire dolayısıyla dinî ve felsefî fikirlerini az çok izah eden

Beşir Fuad, Hıristiyanlığın taassup, cehalet ve zulümle yayılışının kısa bir özetini yaptıktan sonra Doğu’da yeni bir dinin yani İslâmiyet’in ilim adamları yetiştirerek geliştiğini anlatır. Türkiye’de dinsiz olarak tanınan Voltaire’in gerçekte sadece Hıristiyanlık aleyhinde bulunduğunu da bu vesileyle söyler.

4. İntikād (Muallim Nâci ile, İstanbul 1304). Viktor Hügo kitabının neşri üzerine Beşir Fuad’la Muallim Nâci’nin birbirlerine gönderdikleri ve daha çok edebî meselelerin ele alındığı mektuplardan meydana gelen bir eserdir.

5. Mektûbât (Fazlı Necib ile, İstanbul 1313). Yine Viktor Hügo dolayısıyla Fazlı Necib ile o günün edebî konularıyla ilgili olarak karşılıklı mektuplardan meydana gelen bir kitaptır. Eser, İlk Türk Materyalisti Beşir Fuad’ın Mektupları adıyla yeni harflerle de yayımlanmıştır (haz. C. Parkan Özturan, İstanbul 1989).


B) Yabancı Dil Öğreten Metot Kitapları. Bedreka-i Lisân-ı Fransevî (Emil Otto’dan tercüme, İstanbul

1301); Miftâh-ı Bedreka-i Lisân-ı Fransevî (İstanbul 1302); Almanca Muallimi (Emil Otto’dan tercüme, İstanbul 1303); İngilizce Muallimi (Emil Otto’dan tercüme, İstanbul 1303); Usûl-i Ta‘lîm (Emil Otto’dan tercüme, İstanbul 1303); Miftâh-ı Usûl-i Ta‘lîm (İstanbul 1304).


C) Tercüme Tiyatroları. İki Bebek (Victor Bernard – Eugène Granger’in Fransızca eserinden tercüme, İstanbul 1300); Binbaşıyı Dâvet (K. F. Mor’un Almanca eserinden tercüme, İstanbul 1300); Birinci Kat (James Cobb’un İngilizce eserinden tercüme, İstanbul 1301).

Herkese zaman ayırıp okuduğu için teşekkür ediyorum. Uzun bir ara verdim buraya ve bu akşam biraz olsun bunu telafi etmek istiyorum. Beğeni için kırmızı çerçeveli minik kalbe basarsanız çok mutlu olurum. Yorumlarınızı sohbet kısmından iletebilirsiniz. 🎈

34 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page