top of page
  • Yazarın fotoğrafıHavva KUNUT

YETİNMEK NE BİLİR MİSİN? YETİNMEYİ BİLİR MİSİN?

Güncelleme tarihi: 22 Eyl 2021


Tüketim çağındayız. Her şeyi hızlıca tüketiyoruz. Duyguları, hisleri, suyu, doğayı ve daha nicesini. Her şeyi hızlandırarak yaşıyoruz. İzlediğimiz filmlerden, okuduğumuz kitaplara kadar her şeyin hacmini küçültüyor ve sayıca daha fazla yapıyoruz eylemleri. Yaşanacak çok fazla şey olduğunu öne sürüp, anın tadını çıkartamıyoruz. Ve sonuç olarak tatmin olmuyor, mutlu olamıyoruz.


Yetinmek nedir unuttuk. Yetinme eylemi zaten yıllar öncesinde kaldı. Çağa uyacağız derken sınırı aşıp çağın kölesi olduk. Gerçekten yetinmek neydi? Bir şeyi kendisi için yeterli görmek, fazlasını istememek, şükretmek, olana kanaat etmekti yetinmek. Ama bizler ne yaptık? Doymadık, doyamadık. Sömürdükçe sömürdük, harcadıkça harcadık, hep daha iyisini istedik ama yetinmedik. Ve sonuç olarak tatmin olamadık, mutlu olamadık.


Yetinmemek, bir tür tatminsizliktir. İflah olmazlıktır. İnsanın ruhunu yavaş yavaş kemiren bir hastalıktır. Hz. Peygamber'in bir sözü vardır: “İnsana bir vadi dolusu altın verilse iki vadi dolusu altın ister. İki vadi dolusu altın verilse üç vadi dolusu altın ister. Halbuki insana bir avuç toprak yeter.” der. Gerçekten de öyle.


Bir çıkın dışarı. Öyle el açıp dilenenleri değil de çöp kenarlarında insanların yediklerinin artıklarını yiyen çocukları görün. Geceleri parklarda uyuyanları görün. Gidin bir hastanenin aciline bakın. Görün insanların hallerini. Kör kalmayın ve şükredin halinize. Görün Afrika'nın sorunlarını. Bilin elinizdekinin kıymetini.

Mutluluğun en büyük sırrı nedir biliyor musunuz? Şükretmek. Evet ne olursa olsun şükretmek. Elindeki ile yetinebilmek ve fazlasını beklememek. Doyabilmektir mutluluk. Ruhu doyurabilmektir. Nefis doymaz ki. Zaten nefsimize yenik düştük. Terbiye edemedik ve kaybettik, kaybediyoruz.


Dünyada ilki başardık resmen. Denizi kirlettik. Yetmedi, deniz kinini müsilaj ile kustu üzerimize. Herkes suçlu değil bu konuda ama sesini çıkarmayanlar, nefsine yenilip doymayanlar uğruna, yetinmeyi bilmeyenler uğrana deniz diye bir şey kalmıyordu ortada.


2 yıl olacak neredeyse Covid belası var başımızda. Az da olsa öğretti yetinmenin önemini bize. Boşuna dememişler atalarımız ‘bir musibet bin nasihatten iyidir’ diye. Farkına varmak için belalar mı gelmeli başımıza? Açın gözlerinizi mutlu olmama sebebiniz kendinizsiniz.


Şükredin. Yetinin. Elinizde olana bir bakın. Nesi yetmiyor ki size? Su ya su, bildiğimiz su, ağaçlar, doğa, cennet olan vatan… Sahip çıkmak varken fazlası uğruna heba ettiğimiz dünya. Sahip olduklarımızın 1/10’ine sahip olamayan bir sürü insan var. Yapmayın ya. Köle olmaktan kurtarın kendinizi. Terbiye edin nefsinizi, iradenizi. Koruyun ellerinizdekileri.


Durun aynanın karşısında. Bir sorun kendinize. Neden mutlu değilim? Neden doymuyorum? Neden hep eksiklik hissediyorum? Neden dünya yok olmaya son sürat gidiyor? Sorun kendinize bunları ve daha fazlasını. Ve yetinmeyi öğrenin. Şunu bilin ki sahip olduklarınıza sahip olamayan milyonlarca insan var. Başlayın artık bir yerden değişime.


Kırmızı kalbe basarsanız çok sevinirim.


Bu yazının ilk hali Anka Medium hesabında paylaşılmıştır.


https://medium.com/@imusdtankadergisi

61 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page