top of page
  • Yazarın fotoÄŸrafıHavva KUNUT

Sevdaya Dair Åžiirler I

Güncelleme tarihi: 20 Şub 2021


Biraz edebiyat koksun buralar. Size bu yazımda içinizi hoş edecek bir şiir bırakacak ve altına bana hissettirdiği birkaç şeyi yazacağım.


Yat Ve Uyu

Bu karanlık, bu uzun kış gecelerinde... Soğuk, buzdan bir perdeyle süslerken camı, Dolaşırken birçok siyah gölge odamı, Damarımda kurşunlaşıp donarken kanım; Yine seni düşünmekle geçer zamanım... Bu kimsesiz... Bu mahzun kış gecelerinde...


Serpilirken pencereme avuç avuç kar... İçerimde hicranlardan bir nehir akar... Karların da lambam gibi rengi sarıdır... Onlar yırtık bir mektubun parçalarıdır: Rüzgar, sana yazdığımı geri getirdi... Pencereden dondurucu bir nefes girdi...


Serpilirken pencereme avuç avuç kar... İçerimde hicranlardan bir nehir akar... Karların da lambam gibi rengi sarıdır... Onlar yırtık bir mektubun parçalarıdır: Rüzgar, sana yazdığımı geri getirdi... Pencereden dondurucu bir nefes girdi... dedim, dedim ama sen işitme... Gel! ..


Sensin beni en onulmaz yerimden vuran, Fakat sensin yine boş ömrü dolduran... Bu çılgının senden başka muini var mı? .. Gitme... Beni senden başka kimse anlar mı? .. Gözlerimi sen ki başka bir ufka açtın... Nerdesin ya? .. Nerdesin ya? .. Ah neden kaçtın? ..


Sensin beni en onulmaz yerimden vuran, Fakat sensin yine boş ömrü dolduran... Bu çılgının senden başka muini var mı? .. Gitme... Beni senden başka kimse anlar mı? .. Gözlerimi sen ki başka bir ufka açtın... Nerdesin ya? .. Nerdesin ya? .. Ah neden kaçtın? ..

Fakat kızgın yanardağlar çıksa bağrımda, Senin için ben her derde katlanırım da Derim ki: 'Bu gecelerin ızdırabiyle, Ben ağlasam, harap olsam, çıldırsam bile; Sen ateşli vücudunla ısınan rahat, Yatağında bir rahibe saffetiyle yat... Yat ve uyu! .. Bu tatlı kış gecelerinde...'

(1928)


Öyküleri ile bilinen yazarımızın çok değerli şiirleri vardır. Buram buram sevda kokan bir şiiri Yat ve Uyu. Ve beni etkileyen mısraları ise şunlardır:


Damarımda kurşunlaşıp donarken kanım; Yine seni düşünmekle geçer zamanım... diyor şair. Sevda bu işte. Ne olursa olsun düşünmeyi bırakamıyor insan. Sevgi bu. En kötü anımızda bile, teselli olan şey bu.


Rüzgar, sana yazdığımı geri getirdi... Pencereden dondurucu bir nefes girdi... bu mısralar ise bana işin işten geçtiğini hissettiriyor. Çabaların artık sadece dondurucu bir soğukluk getireceğini.


Hançeremden alev gibi çıktı bu çığlık: -Git istemem! .. Git istemem! .. Çık odamdan çık! .. Ah! .. Ne dedim? . Hayır gitme.. Hayır gitme... Gel! .. Ben git dedim, dedim ama sen işitme... Gel! .. işte dilin gerçeği söyleyemediğine ne güzel bir örnek. Git der dil ama yürek gitme diye çığırır. Sezen’in şarkısında ‘git’ deyip sesinin kısılması ile ‘gitme’ demesi gibi bu. Düşüncelere, hislere bir yere kadar kilit vurulur ve dil sonunda gerçeği saklamaktan yorulur ve döker.


Sensin beni en onulmaz yerimden vuran, Fakat sensin yine boş ömrü dolduran... hem dert hem de deva olsa gerek sevda. Neye sevdalandığınız önemli değil burada. Bunu hissetmeniz önemli. Kimi bir insana, kimi İlahi olana sevdalanır. Ama sevdasında hem yanar, hem de tatlanır.


Ve şiirin son kıtası… Gerçekten ne kadar dert çekersek çekelim, nedeni sevdamızsa onun üzülmesine dayanamaz, yine çektiğimiz acıya şükrederiz. Yeter ki o iyi olsun.


Evet paylaşacaklarım bu kadar. Umarım beğenmişsinizdir. Kırmızı kalbe basarsanız mutlu olurum. Selametle kalın.

47 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page