top of page
  • Yazarın fotoÄŸrafıHavva KUNUT

UÇURUMUN EŞİĞİNDE BİR YAZAR NİLGÜN MARMARA

Güncelleme tarihi: 5 Ağu 2021


•Nilgün Marmara, Balkan göçmeni olan bir ailenin iki kızından biri olarak 13 Şubat 1958’de İstanbul-Kadıköy/Moda’da doğdu.


•Nilgün Marmara'nın annesi Vidinli Perihan Hanım, babası yönetim koordinatörü Plevneli Fikri Bey'dir.


•Kadıköy Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu ve Kadıköy Maarif Kolejinde okudu. Annesi Perihan Hanım zengin bir kütüphane oluşturdu. Maarif Kolejinin ardından İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne girdi; ama üniversitedeki siyasi gruplardan rahatsızlık duydu. Türkoloji'de sanatçı olunamayacağını düşündü ve sınava yeniden girmeye karar verdi.


•Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü kazandı. Okulu, "SylviaPlath'in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi" tezi ile 1985'te bitirdi. Bu tezi ve intiharıyla birçok kişi tarafından SlyviaPlath ile birlikte anılır.


•Mezun olduktan sonra Marmaris'te bir tatil köyünde çalışmaya başladı. Farklı şirketlerde sekreterlik, Mısır Konsolosluğunda memurluklarda bulunsa da iş hayatı çok uzun süreli olmadı.


•Üniversite yıllarında ev toplantılarında tanıştığı Kağan Önal ile evlendi. Boğaziçi Üniversitesinde akademisyen olarak kalmak istediyse de olmadı. Mezun olduktan sonra Mısır Konsolosluğunda ve bir reklam ajansında çalışmayı denedi. 1985 yılının sonlarında eşinin işi dolayısıyla birlikte Libya'ya gitti.


•Burada sanat, felsefe, edebiyat ve psikoloji ile ilgili kitaplar okuma fırsatı buldu. Ayrıca çok sayıda şiir yazdı ve arkadaşlarına yolladı. Bir tiyatro metninin yanı sıra Kırmızı Kahverengi Defter (1992) kitabında yer alan "İzi Kazınmış Aynada Yüzyüze Geldiler" adlı kısa hikâyeyi de Libya'da bulunduğu sıralarda yazdı. Libya'daki çöl havası Marmara'nın psikolojisini olumsuz etkiledi. 1986'da eşiyle birlikte tekrar İstanbul'a döndü. Hastalığı iyice ilerledi ve çevresiyle olan ilişkileri bozulmaya başladı. Sağlık durumu herhangi bir işte çalışmasını engelledi. Bipolar bozukluğu da olan şair, tedavi olmayı reddetti.



•Esasen çok sosyal ve sevilen biri olan Marmara, psikolojik durumunun kötüleşmesiyle birlikte paronoid sanrılar görmeye başladı; çevresindeki herkesi, ailesini dahi düşman olarak algılamaya başladı; izlendiğini zannetti ve kişilerarası ilişkilerinde sorunlar yaşadı.


•13 Ekim 1987‟de depresif epizotlarının birinde yakınlarına bir özür mektubu yazdıktan sonra kullanması gereken ilaçların hepsini içmeye kalkışmış; ama bunun yerine kendisini Kızıltoprak'taki evinin penceresinden boşluğa bırakmıştır.


•Öldüğünde 29 yaşında olan Nilgün Marmara'nın mezarı Karacaahmet'tedir.


•Erken yaşta intiharı tercih ederek "bekleme salonu" olarak gördüğü dünyayı terk eden Nilgün Marmara, 1980 kuşağının fenomen şairlerindendir.


•Marmara'nın adından söz ettirmesinde ve okunuyor olmasında efsaneleş(tiril)miş intiharı değil, imgeyi şiirinin merkezine alması ve dışavurumcu söylemi son derece etkili olmuştur.


•Felsefe, mitoloji, müzik, sinema ve resim gibi pek çok alandan beslenen Nilgün Marmara şiiri feminist söylem içerisinde ayrıksı tutumuyla dikkat çeker.


•Marmara şiiri şöyle tanımlamıştır: "Şiir, dairesel bir labirentte yeşil merkezden dağılan ana yolları kesen kısa keçi yolları açmaktır; üzerinden kurtlar da aşırır, tilkiler de… Sıçrama, uzun yolları kesmek amacı, çembere ulaşma duygusu ve 'hasta olmayan hayvana' duyulan özlemle gerçekleştirilir. Ona göre yaşadığımız dünyadaki ezilmişliğin, haksızlığın ve kötülüğün kaynağı ataerkil sistemdir. Tarihin eğlendirici yanı kadının ölümü olmuştur. Çünkü erkek toplumu dünyayı bozmuştur. Bu nedenle Marmara'nın şiir anlayışı da şiirlerinde mevcut sisteme karşı eleştirel, muhalif tavra sahip olduğu ve iktidarı reddedici bir tutum içinde olduğu için feminist diye nitelendirebilir. Şiirlerinde ataerkil düzenden duyulan rahatsızlık ve bu düzenin bozulmasına dair arzu sezilmektedir.


•Hayattayken kitap yayımlamayan Nilgün Marmara'nın şiirleri, günlükleri ve yüksek lisans tezi ölümünden sonra kitaplaştırılmıştır.


•Ölüm Marmara'nın işlediği temaların en başında gelmektedir. Şaire göre, kadınların şiirlerinde, ölüm, aşk, canlı olmanın ayrıntıları, küçük hisler, insan zihniyle dışsal gerçeklik arasındaki ilişkinin kadınsı bir duyarlıkla ele alınışı gibi birbirine benzeyen temalar vardır. Kadın şairler bu temaları zamanı ve mekânı özel bir şekilde algılamak için kullanırlar. İntihar teması beklenenin aksine onun şiirlerinde belirgin değildir. Kelimeler ve imgeler vasıtasıyla okurda yabancılaşmışlık duygusu uyandıran şair, dize kuruluşunu parçalar. Kelime seçiminde titiz davranan Marmara şiirinde; "çocukluk", "hiçlik", "varlık", "yokluk", "hayat" ve "ölüm" gibi izlekler mekânı ve söyleyişi biçimlendiren unsurlardır. Yer yer anlatımcı bir tarzı benimsemiş olsa da genellikle dışavurumcudur. Şiirlerinde sık sık bireyin dünyadaki sıkışmışlığına vurgu yapan Marmara; bireyin evrendeki ölüm ve hayat sarmalı içinde, sınırsız tutkularıyla sınırlı bedenine hapsolmuş bir şekilde; ötekiyle birlikte olsa bile yalnız olduğunu düşünmektedir.


Eserleri Şiir: Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1988) Metinler (1990) Günlük: Kırmızı Kahverengi Defter (1993, Gülseli İnal tarafından hazırlandı) Defterler. (2016) Kağıtlar. (2017) İnceleme: Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi (1985, Dost Körpe tarafından 20 yıl sonra Türkçeye çevrildi.)



Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim. Kırmızı küçük kalbe basıp beğenirseniz çok mutlu olurum. Hepinize güzel bir yaz dilerim. :)

40 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page